SABRO

‘Rahip Aho’ya Özgürlük’

9 Ocak’ta Mardin’de Süryani yerleşim yerlerine yapılan ev baskınında gözaltına alındıktan bir gün sonra "terör örgütüne yardım etmek" suçlamasıyla tutuklanan ve kamuoyu baskısının ardından serbest bırakılan Mor Yakup Manastırı Rahibi Sefer (Aho) Bilecen’e "örgüte yardım ve yataklık" iddiası ile tutuksuz yargılandığı davada 2 yıl bir ay hapis cezası verilmesi üzerine Avrupa’daki Süryani kurumları ve siyasetçiler, hakkındaki suçlamaların düşürülmesini talep ettikleri Rahip Aho'ya Özgürlük' başlıklı bir imza kampanyası başlattı.

Rahip Aho, 9 Ocak 2020’de Mor Yakup Manastırı'na yapılan baskın sonrasında gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.

Kamuoyunun gösterdiği tepkilerin ardından 14 Ocak 2020’de tahliye edilen Rahip Aho hakkında adli kontrol uygulamasına karar verilerek karakola imza vermesi zorunluluğu getirilmişti.

Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde beşinci celsesi görülen duruşmada, Mor Yakup Manastırı Rahibi Sefer (Aho) Bilecen hakkında mahkemenin açıkladığı kararda Bilecen'e aynı gerekçe ile toplam 2 yıl bir ay (25 ay) hapis cezası verilmişti.

Avrupa’daki Süryani kurumları ve siyasetçiler konuya ilişkin bir kampanya başlattı. "Suçu, 2018 yazında kimliği belirsiz iki kişiye talepleri üzerine "ekmek ve su" vermekti" denilen Rahip Aho'ya Özgürlük' başlıklı bir imza kampanyası başlatıldı.

Kampanyada, "Sadece değerlerine göre hareket eden, isteyenlere ekmek ve su veren Rahip Aho hakkındaki tüm suçlamaların Türk hükümeti tarafından serbest bırakılması ve düşürülmesini talep ediyoruz" cümlelerine yer verildi.

Kampanyaya BURADAN ulaşabilirsiniz.

Ne olmuştu?

9 Ocak’ta Mor Yakup Manastırı'na yapılan baskın sonrasında gözaltına alınan ve tutuklanan Mor Yakup Manastırı Rahibi Sefer (Aho) Bilecen hakkında hazırlanan iddianame 20 Ocak’ta Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

İddianamede Rahip Aho hakkında “terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla cezalandırılması isteniyordu.

28 Eylül 2018 günü Nusaybin’e bağlı Dibek kırsal mahallesinde 6 HPG’linin olduğu ihbarı üzerine bölgede Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) tarafından takip işleminin başlatıldığı belirtilen iddianamede, HPG’lilerin 30 Eylül 2018’e kadar manastırda saklandıkları öne sürülmüştü. Olaydan bir yıl sonra 27 Eylül 2019’da teslim olduğu belirtilen HPG’li Müjdat S.’nin, Rahip Bilecen’in kendilerine erzak verdiği iddia edilmişti.

Rahip Bilecen’in soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde iddiaları kabul ettiği ancak gelen kişilerin örgüt mensubu olduklarını bilmediğini söylemişti.

Bilecen’in gelen kişilerin örgüt mensubu olduğunu anlaması üzerine ise, manastırdan ayrılmalarını istediği bilgisi de iddianamede yer aldı. Savcılık, “…örgüt mensuplarını manastır içerisinde görmesine rağmen, herhangi bir müracaatının ve bildiriminin bulunmadığı, bu nedenle şüphelinin devam eden savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ve şüphelinin suça konu eylemlerinin anılan örgüte ve örgüt mensuplarına fayda sağladığını bilerek gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı” değerlendirmelerinde bulunmuştu.

Savcılık iddianamesinde Rahip Bilecen’e yönelttiği “terör örgütü üyesi olma” suçlamasını sadece bu olay üzerinden savunmasına rağmen Bilecen’in eylemlerinin “süreklilik ve çeşitlilik arz ettiğini” ileri sürmüştü.

Savcılık, Bilecen hakkında “terör örgütünün hiyerarşisine dâhil olduğu” değerlendirmesinde de bulunmuştu.

Tutuklanmasının ardından Urfa Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ile görüşen Rahip Bilecen, avukatları aracılığı ile şu mesajı paylaşmıştı:

“2018 yılında iki örgüt mensubu manastıra geldi. Benden yemek istediler. Ben de verdim. Daha sonra bu tespit edilmişti. Bunun üzerine dönemin Jandarma Komutanı Metropoliti devreye koyarak benimle görüştüler. Ben inkar etmedim. Olayın tekrar yaşanmaması için güvenlik önlemi alınmasını istedim ancak herhangi bir güvenlik önlemi alınmadı.

"Tutanak tutulmasının ardından konunun kapatıldığını sanıyordum. Kim kapıma gelirse veririm. Dini ve felsefi olarak vermem gerekiyor. Rahip olduğum için de yalan söyleyemem. Ben bunu herhangi bir örgüte yardım etmek için değil, inancım gereği yapıyorum. Felsefi anlamda ben ihbar da edemem. Dini anlamda da böyle. Ben zaten manastır dışına çıkamam.”

3 Kasım 2020 tarihinde, Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü celsesi görülen davada dinlenen tanıklardan biri, ifadesinde Rahip Aho’yu tanımadığını, kendilerine yemek verdiğini ise arkadaşlarından duyduğunu ifade etmişti.

Diğer tanık ise Bilecen’den yemek istediklerini, Bilecen’in de kendilerinin kim olduğunu bilmeden yalnızca yemek verdiğini söylemişti.

TOP