SABRO

Mücadelelerin Tarihsel Önemi

Siyasi, etnik, dinsel, kültürel ve ekonomik baskılar altında yaşayan, ayrıca vatansızlaşma tehlikesiyle yüz yüze kalan ezilen herkes gibi, Süryani (Asuri-Keldani-Arami) halkı için de verilen mücadelenin hayati önemi vardır. Çünkü Ana yurdunda kimliğiyle var olma dinamikleri her türlü saldırıyla zayıflatılmıştır.

Bethnahrin’de büyük medeniyetlerin sahibi olan ve İmparatorluklar kuran Süryanilerin ataları, tarihin farklı dönemlerinde aldıkları yenilgilerle gerilemeye başladıkları oranda, varlıkları tehlikeye girmiş ve egemenlerin işgal, talan hareketleriyle dağılmış sürecine girmişlerdir.

Vatanlarının büyük bir kısmını coğrafik olarak kaybeden Süryaniler, aynı zamanda katliam ve göçlerle birlikte nüfusları da azalmıştır. Coğrafik ve nüfus kaybı yanında medeniyetlerinin maddi-manevi değerleri de talana uğramıştır. 1915 Sayfo ile bu süreç karanlık bir tabloya dönüştürülmüş ve bütün Süryanilerin manevi dünyaları alt üst olmuştur. Cılız da olsa ayakta kalan ulusal, toplumsal umutları 1933 yılında Simele katliamıyla kırılmıştır. Bu dönemden itibaren korku ve yabancı güçler Süryanileri her alanda esir alarak, mücadele etmelerinin yolları kapatılmıştır.

Ulusalcı, yurtsever aydınların çabalarıyla ortaya çıkan oluşumlar, yerel düzeyi aşamadıkları için tarihsel, toplumsal sorunlara çözüm getirememiş ve sömürgeclerin oluşturdukları korku duvarları aşılamamıştır. Ancak bölgesel ve uluslararası düzeyde ortaya çıkan siyasal, ekonomik vd. yeni gelişmeler Süryani halkını da etkilemiştir.

Lübnan’ın kuruluşu, laik düşüncelerin bölgede yayılması, Süryani diasporasının kültürel alanda örgütlenmesi, Ortadoğu’daki Hristiyanlara nefes aldırmış ve Süryanilere çıkış yolunu göstermiştir. Ancak herkes daha çok kurtuluşu ülke dışına çıkmakta ve daha rahat yaşanabilecek ülkelere göç etmekte bulmuştur.

Süryaniler Ana yurdunu kitleler halinde boşalttıkları ve yüzlerini diasporaya çevirdikleri, Ortadoğu’da savaş ve çatışmaların yoğunlaştığı, güncel sorunların büyüdüğü, tarihsel sorunların çözülmediği bir dönemde, Bethnahrin Ulusal Konseyi çıkış düşünceleri oluşmuştur. Bu düşünceler özü itibarıyla vatansızlaşmaya ve ulusal yok oluşa karşı bir isyandı. Bu isyan cesareti, fedekarlığı, yurtseverliği ve yeni bir yaşamı temsil ettiği için, kısa bir dönemde ülke ve disaporada yayılmaya başladı. Böylece kölelik zincirlerinin halkaları bir bir kırılarak, halkın sesi zulme karşı yapılan eylemliklerle yükseldi.

Bethnahrin Ulusal Konseyi öncülüğünde verilen mücadeleyle Anavatan yurtseverliği halkın ulusal birliği ve çağdaş örgütlenme, kurumlaşma esas alındı. 80’li yılların sonlarında ortaya çıkan düşünce ve guruplaşmalar, 90’lı yıllarda ülkeye dönüşün hamlesiyle yeni bir umut ve toplumsal heyecan yaratmıştır.

Sayfo’ya sahip çıkma ve dünya genelinde her platformda gündeme getirme, ulusal bir kimlik olarak Süryaniler tarafından kabul edildi. Verilen mücadeleyle birlikte ulusal örgütlenme her alanda gelişti ve halkın farklı kesimleri ve dini mezhepleri arasında dayanışma ruhu ulusal birlik bilinci daha da yaygınlaştı.

Onbinlerce insan bugüne kadar ulusal toplumsal davası için maddi-manevi alanda fedekarlıklar yaparak, yurtseverlik görevlerini yerine getirerek, davasına sahip çıkmıştır. Siyasi, diplomatik, basın-yayın ve barbar güçlere karşı kendini savunma alanlarında birçok adım atılmış, kurulan ittifaklarla Kuzey-Doğu Suriye’de demokratik bir yönetim oluşturulmuştur.

Bethnahrin Ulusal Konseyi’nin çıkış ve kuruluş amacı, Süryani halkının köleliği reddetme ve özgürlüğe kavuşturulması olduğu için, bu uğurda yapılması gereken her türlü fedekarlık sergilenmiş ve ağır bedeller ödenmiştir. Sömürgecilere ve İŞİD vahşet örgütüne karşı verilen mücadelede onlarca üye, savaşçı ve yurtsever şehit düşmüştür.

18 Haziran 2000 tarihinde Bethnahrin dağlarında gerçekleştirilen Bethnahrin Özgürlük Partisi (GHB-Gabo d’Hirutho d’Bethnahrin) kuruluş kongresiyle siyasal, ulusal irade ilan edilmiştir. Bu ilan Bethnahrin’in her parçasında ve diasporada yaşayan Süryani (Asuri-Keldani-Arami) halkına bir çağrı olmuştur. Bu tarihten itibaren yapılan çağrıya güçlü bir cevap verilerek, mücadeleye uluslararası düzeyde bir nitelik kazandırma aşamasına gelmiştir.

Her Süryani tarihinden ve hatalardan dersler çıkararak yapılması gereken görevi bilince çıkardığında ve halkının özgürlüğü için attığı her adımda yeni kazanımlar ve başarılar elde edecektir. Bilinmelidir ki kurtuluşun garantisi, örgütlü ve güçlü bir mücadeledir.

TOP