SABRO

ABD: "Türkiye AİHM kararına uymuyor"

ABD'nin insan haklarına ilişkin yayınladığı yıllık raporda Demirtaş'ın AİHM kararına rağmen cezaevinde tutulması, Keldani çiftten Hurmüz Diril’in bulunamaması ve Şimuni Diril’in katledilmesiyle beraber Türkiye'deki hak ihallerinin artışına değinildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkelerin insan hakları uygulamalarının kapsamlı şekilde değerlendirildiği yıllık raporunu açıkladı. 

Raporun Türkiye bölümünde, siyasete katılım, ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, toplantı ve gösteri özgürlüğü, uzun tutukluluk süreleri, kadın ve LGBTİ+ hakları başta olmak üzere birçok başlıkta geçen yıl yaşananlar yer alıyor. 

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı raporda yer almadı, ancak bakanlığın 2021 yılı ortasında raporun kadın ve LGBTİ+’lara ilişkin bölümü için ek bir rapor yayımlayacağı vurgulandı.

Raporda Türkiye’nin “tek kamaralı ve başkanlık sistemine sahip anayasal bir cumhuriyet” olduğu belirtildi. 

2018’de başkanlık sistemine geçtikten sonra Türkiye’de “temel hakların kısıtlandığı ve hukukun üstünlüğünden ödün verildiği” belirtilen rapor, 2016 ‘daki 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana 60 binden fazla polis, asker ile 125 binden fazla memurun ve yargı çalışanlarının üçte birinden fazlasının görevden alındığı; 90 binden fazla yurttaşın tutuklandığı; bin 500 sivil toplum kuruluşunun kapatıldığı bilgisine yer verildi.

Raporda, “PKK ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmaların sivil ölümlere yol açtığı” kaydedildi. Ayrıca raporda, Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki PKK hedeflerine yönelik askeri operasyonlarında sivil can kayıpları olduğu da ifade edildi. 

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporunda, Keldani çift Hurmüz ve Şimuni Diril’in kaybolduğu ve Şimuni Diril’in cansız bedenine ulaşıldığına da yer veriliyor.

Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı, Süryanice ismi Mehre olan Kovankaya köyünde yaşayan Diril çiftinden 65 yaşındaki Şimuni Diril’in cansız bedenini, çiftin oğlu 70 gün sonra köy yakınlarında bir derede bulmuştu.

71 yaşındaki Hurmüz Diril'den ise bir yıldan fazladır haber alınamıyor.

Siyasi tutuklular

Raporun başka bir bölümünde ise gözlemcilerin bazı yargılamaların sonuçlarının önceden kararlaştırıldığına ya da yargıya müdahale edildiğine ilişkin endişeleri gündeme getirdikleri belirtildi. 

Türkiye’de siyasi tutukluların sayısının tartışma konusu olmaya devam ettiği belirtilen raporda, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 2018 ve 2020 yıllarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) serbest bırakılması yönünde aldığı kararlara rağmen, cezaevinde tutulmaya devam ettiği hatırlatıldı.

Ayrıca Haziran ayında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Demirtaş’ın yargılama sırasında uzun süre tutuklu kalmasının hak ihlali olduğuna hükmettiği ancak buna rağmen hükümetin Kobani eylemlerine ilişkin ayrı bir soruşturmadan kaynaklanan ikinci bir tutuklama emri sebebiyle Demirtaş’ı serbest bırakmadığı anımsatıldı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 22 Aralık’ta Türkiye’nin Demirtaş’ın ifade özgürlüğü ve güvenliğini ihlal ettiğine hükmettiği ve derhal serbest bırakılması çağrısında bulunduğu hatırlatılarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AİHM’i “bir teröristi savunmakla ve siyasi amaçlı bir karar vermekle suçladığı” kaydedildi.

Basın özgürlüğüne engel

Hükümeti veya devleti eleştiren yurttaşların soruşturma ya da dava edilme riski olduğu belirtilen raporda, ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlandığına dikkat çekildi "Hükümeti eleştiren ve hassas konularda düşüncelerini ifade eden kişilerin para veya hapis cezası alma, işini kaybetme riski var. Tüm özel Kürtçe yayın yapan gazete ve televizyon kanalları kapatıldı. Libya’da hayatını kaybettiği iddia edilen MİT yetkilisinin cenazesiyle ilgili bir haber sebebiyle yedi gazeteci hakkında tutuklama kararı çıkartıldı. İkisi suçsuz bulundu."

Türkiye’de cezaevinde bulunan gazetecilerin sayısının Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre 37; Uluslararası Basın Enstitüsü’ne göre de 79 olduğu belirtildi Bunların çoğunun hükümet karşıtı yapılan haberler nedeniyle suçlamalarla karşı karşıya kaldıkları belirtildi. Raporda hükümetin internete erişimi sınırlamaya devam ettiği ve bazı çevrimiçi içerikleri engelleme uygulamasını genişlettiği de ifade edildi.

"Kadın cinayetlerinin arttı"

Öte yandan kadınlara yönelik fiziksel ve cinsel şiddete karşı hapis cezalarının kanunda yer aldığı hatırlatılsa da, raporda kadınların korunması için bu kanunların etkin olarak uygulanmadığı ifade edildi. Kadın cinayetlerinin arttığına dikkat çekilen raporda, yıl boyunca LGBTİ+’ların ayrımcılık ve şiddet içerikli suçlara maruz kaldığı, ancak buna karşı kolluk kuvvetlerinin kapsamlı önleme çalışması yapmadığı ve çok az sayıda failin yakalandığı belirtildi.

TOP