SABRO

Süryanilerin Kutsal Bethnahrin Özlemi

Süryanilerin Ana vatanı Bethnahrin her mevsim başka bir güzelliğe sahiptir. Yılın her mevsiminde dört mevsim birden yaşanır. Örneğin, sonbaharda Bethnahrin’in kuzey dağlarında kış yaşanırken, güneyinde yaz sıcaklığı yaşanır. Kış mevsiminde güneyde ilkbahar havası eser, sonbaharda kuzeyinde kış, güneyinde yaz ortasında ilkbahar mevsimleri bütün coğrafyaya bambaşka renkler katar.

Yukarıdan aşağıya kadar dağlar, yaylalar, ovalar ve çöllerden akıp geçen Fırat, Dicle ve diğer çaylar, nehirler Basra Körfezi ile kucaklaşırlar. Akdeniz’den Zağroslar’a kadar narenciye, fıstık bahçeleri, zeytinlikler, üzüm bağları, palamut, nar, armut, hurma ağaçları ve binbir türlü güller, çiçekler ve bitkiler bütün Betnahrin’i tepeden tırnağa renk cümbüşüne büründürürler.

Her mevsimde meyveler, sebzeler bu coğrafyaya özgün bir şekilde olgunlaşırlar. Her ovası on milyonlarca insanı besleyecek birer tahıl ambarı niteliğindedirler. Tarlalarda sarı, beyaz altını andıran buğday, pamuk, yer altında kara altın petrol, zenginliklere zenginlik katar. Fırat’ın Batısı Akdeniz’e, Doğusu Dicle’ye dayanır. Dicle’nin Doğusu da Zağroslar’a yaslanır, baş taçları da Ararat dağıdır.

İlk insan toplulukları bu coğrafyada medeniyetler kurmaya başladıklarında bütün dünyayı etkileyebilecekleri bir rol üstlendiklerini bilmiyorlardı. Samiler Bethnahrin’de halklaşan ilk topluluklardandırlar. Bu nedenle, Samilerin devamı olan Süryanilere Kadim denilmektedir. Farklı topluluklarla birlikte Süryaniler de Bethnahrin ve Ortadoğu coğrafyasında binlerce yıl varlık gösterip yaşamışlardır.

Yer üstü zenginlik kaynakları halkları beslemiş ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamıştır. Bu nedenle ihracat ağları tüccar kervanları gelişmiştir. Eski Asur’da koloni sistemi Anadolu’dan, Mısır’a kadar İran’dan, Hindistan’a ve hatta Çin’e kadar yayılmış Avrupa kıtasını da kapsamıştır.

Bethnahrin Afrika, Asya ve Avrupa kıtaları arasında merkezi bir konumda olduğu için her zaman farklı toplulukları da kendine çekme gücünü göstermiştir. Yeraltı zenginlik kaynakları da bu coğrafyanın önemini ve hayat standartlarını yükseltmiştir. Tarihin öğrettiği ve kayıt altına aldığı gibi, birçok dönemde değişik uygarlıklar kurulmuş, böylece Bethnahrin’in bütün coğrafyası açık bir müze haline gelmiştir. Verimli topraklarıyla, görkemli manzaralarıyla cenneti andırmaktadır.

Böylesine tarihsel, kültürel, ekonomik zenginliklere sahip olan bir coğrafyaya ve bu coğrafyayı anavatan haline getiren bir halkın ya çok düşmanı, ya da çok dostu olur. Bethnahrin halkı kendi varlığını değerlerini kurma gücünde olduğu dönemlerde dostları çok olmuştur. Ancak zayıfladığı ve siyasi otoritesinin güçsüzleşip dağıldığı anlarda da düşmanları çok olmuştur.

İştahı kabaran güçler Bethnahrin halkının zayıf anlarını kollayarak, saldırıya geçtiklerinde büyük tahribatlara sebep olmuşlardır. Bu tahribat M.Ö 7. yüzyıldan günümüze kadar devam etmektedir. Dolayısıyla toplumsal dinamikler dağılmış, tahribat derinleşmiş, vatansızlaşma yaygınlaşmıştır. Sürgün ve yabancılaşma beraberinde vatansızlaşmayı getirmiştir.

Ayrılık ve uzaklık, diaspora hayatı anavatana olan özlem duygusunu büyütmüştür. Bağlar, bahçeler sahipsiz kalmış güzellikler solmaya, kurumaya, bakımsızlığa terk edilmişlerdir. Ancak bereketli ana toprak, su ile buluştuğunda ağaçları inatla canlandırmakta ve gelecek için umut beslemektedir. 21. Yüzyılda da Bethnahrin coğrafyası bereketini cömertçe sunmaya devam etmekte ve Süryanilerin dönüşü için yeni bir iklim oluşmaktadır. Oluşan bu olumlu iklim her ne kadar Süryanilere, Hristiyanlara karşı antipropagandalarla piskolojik, fiziksel saldırılarla tahrip edilmeye çalışılsa da bölgemizdeki genel gidişat demokrasiden, özgürlüklerden yanadır.

Tek tipçi statükocu güçler, Bethnahrin’in çoğulcu ve renkli kültürel yapısını, uygarlık tarihini yok edemeyeceklerdir. Çünkü bu topraklar analar gibi doğurgan ve yaşatan, can veren bir özelliğe sahiptir. Dinleri kendi çıkarlarına alet edip savaş ve cihat çağrısı yapanlar dönemi toplum üzerindeki etkileri azalmıştır. İnsanlar bilinçlendikçe rantçıların insanları kullanma planları da boşa çıkmaktadır.

Bethnahrin coğrafyası Ortadoğu’yu bütün bereketi ile kucaklamakta ve yeni bir hayatın müjdesini vermektedir. Zalimlerin bağ ve bahçeleri kurutup her tarafı yaktıkları dönem bir gün mutlaka sona erecektir. Yeter ki Süryanilerin ve ezilenlerin ulusal toplumsal iradesi örgütlensin ve sabırlı olsunlar. Çünkü ülkesi bereketli olan insanların yaşam iddiası da büyük olur.

Bunun için de sorunları çözmenin yolu olan çağdaş düşüncelere ve örgütlü bir topluma sahip olmak gerekir…

TOP