SABRO

Remzil Diril: “Saldırıyı anne ve babamızın kaçırılması üzerinden bir korkutma politikası olarak görüyoruz”

7 Ocak 2020 tarihinden beridir kendisinden haber alınamayan Hurmüz Diril’in köyü Mehre'deki Marta Şimoni Kilisesi’ne kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıldı. Gazetemize konuşan çiftin oğlu Keldani Kilisesi Papazı Remzil Diril, "Bu saldırıyı tamamen anne ve babamızın kaçırılması üzerinden bir korkutma politikası olarak görüyoruz biz. Bir saygısızlık ve terbiyesizlik bu, bunu yapanların kendisine de saygısı yok" değerlendirmesinde bulundu.

Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı, Süryanice ismi Mehre olan Kovankaya köyündeki Marta Şimoni Kilisesi’ne kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıldı.

Şimuni ve Hurmüz Diril çifti, devlet tarafından boşaltılan Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı, Süryanice ismi Mehre olan Kovankaya köyüne 2011 senesinde dönerek yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardı.

Kaçırıldıkları düşünülen ve en son 7 Ocak 2020 tarihinde haber alınan Diril çiftinden 65 yaşındaki Şimuni Diril’in cansız bedenini, çiftin oğlu 70 gün sonra köy yakınlarında bir derede bulmuştu.

Şimuni Diril bir yıl önce İstanbul Keldani Kilisesi Papazı olan oğlu Remzil Diril tarafından Feriköy Latin Katolik Mezarlığı'nda toprağa verilmişti. Failleri bulunamayan Şimuni Diril'in çocukları halen adli tıp raporunun nihai sonucunu bekliyor. Öte yandan 71 yaşındaki ve bir buçuk yıldan beridir haber alınamayan Hurmüz Diril’e ilişkin ise herhangi bir gelişme yok.

Babalarını aramaya gittiler kiliseleri saldırıya uğradı

Babalarını kendi imkanlarıyla aramaya devam etmek ve anne-babalarının kurdukları ekolojik yaşamı sürdürmek için üç hafta önce Mehre köyüne giden çiftin kızı Gülcan Diril Üzümcü, Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’a, 9 Mayıs günü öğle saatlerinde sekiz kişilik güvenlik personeli görmelerinin ardından karakolu arayarak durumu anlattıklarını ve karakolun bilgisi olduğunu aktardı.

Kilise haçı yakıldı, hastaların şifa bulması dileğiyle asılan kumaşlar bir yamaçtan atıldı

Saldırılan Marta Şimoni Kilisesi’ndeki heykellerin yerde, tespihlerin de dışarı atılı halde bulunduğunu aktaran Üzümcü, hastaların şifa bulması dileğiyle asılan kumaşların kiliseden çıkarılarak bir yamaçtan atıldığını ve kilisenin haçının da yakılmış halde bulunduğunu paylaştı.

Üzümcü, gördükleri kişilerin ne zaman ayrıldıklarını bilmediğini kaydederek, 11 Mayıs günü tesadüfen kilisede hastaların şifa bulması amacıyla asılan kumaşları bir yamaçtan aşağı atılmış halde gördüklerini kaydetti.

Üzümcü, “Daha sonra gittiğimizde kilisedeki dua tespihleri dışarı atılmış, heykeller dere kenarına atılmış, haçı yakılmış olarak gördük. Güvenlik personeli geldikten sonra oldu, onlardan başka kimse gelmemişti o zamana kadar" diye devam etti.

MA'dan Ahmet Kanbal'a konuşan Gülcan Diril Üzümcü yaşanan saldırıyı şu sözlerle yorumladı: "Bunu yapan kişilerin olaydan iki gün önce köyde gördüğünüz güvenlik personeli olduğundan şüphe ediyoruz. Babamız Hurmüz Diril’den aylardır haber alamıyoruz. Henüz tamamlanmamış bir soruşturma, aydınlanmamış bir cinayet varken, böylesi bir saldırıyı neresinden tutsanız elinizde kalır. İçinde saygısızlık, empatisizlik, hoşgörüsüzlük, en önemlisi içinde sevgisizlik barındıran bir hareket bu. Bunu temsil ettikleri devlet adına mı yaptılar? Her defasında hoşgörü dini İslamiyet adına mı yaptılar? Milliyetçilik duygularını mı ödüllendiriyorlar? Her defasında semavi din olarak kabul ettikleri Hıristiyanlık inancı değerlerini onların değerlendirmesine bırakıp, bizler için neyin kutsal olup olmayacağını onlara mı sormak durumundayız?"

"Cahil değil kötüsünüz"

Çektiği video ile yapılan bu saldırının 'cahillik değil kötülük' olduğunu vurgulayan Gülcan Diril Üzümcü, "Ocak 2020'de annemizi öldürdünüz, babamızı kaybettiniz ve en son kilisemizi, mabedimizi yıktınız. Bu videodan sonra gelecek olan resimler cahilliğinizin değil tamamen kötülüğünüzün resimleridir, cahil değil kötüsünüz" diye seslendi.

Çiftin oğlu İstanbul Keldani Kilisesi Papazı Remzil Dirilde gazetemize konuşarak, "Bu saldırıyı tamamen anne ve babamızın kaçırılması üzerinden bir korkutma politikası olarak görüyoruz biz. Bir saygısızlık ve terbiyesizlik bu, bunu yapanların kendisine de saygısı yok" değerlendirmelerinde bulundu.

"Saldırıyı anne ve babamızın kaçırılması üzerinden bir korkutma politikası olarak görüyoruz"

Karakola ve savcılığa yazılı dilekçe ve gerekli şikayetlerde bulunduklarını kaydeden Remzi Diril, yaşanan saldırıyı şu cümlelerle değerlendirdi: "Bu saldırıyı tamamen anne ve babamızın kaçırılması üzerinden bir korkutma politikası olarak görüyoruz biz. Bir saygısızlık ve terbiyesizlik bu, bunu yapanların kendisine de saygısı yok."

Bitmek bilmeyen adalet çağrısı

Kiliseye saldıran kişilerin bulunarak bir an önce cezalandırılması talebinde bulunan Keldani Kilisesi Papazı, yaşanan bu saldırının bir buçuk yıl önce kaçırılan anne ve babalarıyla ilişkili olup olmadıına ilişkin de savcılık tarafından araştırılması çağrısında bulunarak adalet taleplerini yineledi.

Ne olmuştu?

  • Mehre (Kovankaya) köyü, devlet tarafından 1989’da boşaltılmıştı. Köye 1992 yılında dört aile yerleşmiş fakat 1994’te köy tekrar boşaltılmıştı.
  • Şimuni Diril’in amcasının torunları da 1994’ten beridir kayıp.
  • 1994 yılında 12 yaşında olan İlyas Diril ve 16 yaşında olan Zeki Diril’den gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamamıştı.
  • İki çocuğun zorla kaybedilmesi, Cumartesi Anneleri’nin 628'inci haftasında kamuoyuyla paylaşılmıştı.
  • Cumartesi Anneleri, İlyas ve Zeki Diril’in, 1989’da köyleri boşaltılınca İstanbul’a taşındığını ve kazandıkları parayı eve götürmek üzere 2 Mayıs 1994’te İstanbul’dan Şırnak’a doğru giderken gözaltına alındıklarını, daha sonra da kendilerinden bir daha haber alınamadığını duyurmuştu.
  • İlyas ve Zeki Diril için başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmış, Zeki Diril’in ailesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu.
  • AİHM, Zeki Diril’in kaybolmasından devletin sorumlu olduğuna karar vererek Türkiye’yi oy birliği ile mahkum etmişti.
TOP