david-vergili-makaleler
SABRO

Sayfo’da sakin bir liman: Adana Yetimhanesi

1915 yılı Haziran ayından başlayarak, bütün Turabdin bölgesi ve diğer tarihi Süryani yerleşim yerlerinde soykırım ivme kazandı. Yüzlerce köy, kasaba ve şehir yıkıma uğrarken, aynı zamanda Süryani toplumunun ileri gelenleri; dini ve sivil liderler, gazeteciler, aydınlar, tanınan şahsiyetler sistematik olarak  katledildi. Yüzlerce kadın ve çocuk ise ölüm yolculuklarında kaybedildi ve bir o kadarı da zorla "Müslümanlaştırıldı".

500 bin civarında Süryani’nin hayatını kaybettiği 1915 Sayfo Süryani Soykırımı, aynı zamanda toplumsal, kültürel, ekonomik ve demografik bir felaket olarak da kayıtlara geçti. Mezopotamya uygarlığının temel öğelerinden, tarihsel olarak doğu-batı arasında bilgi akışının kolaylaştırıcısı, özgün kültürel ve dini yapısıyla var olan Süryaniler, 1915 ile beraber kültürel ve dilsel yapıya vurulan darbe ile kuşaklar arası bilgi birikimini de kaybetti. Süryani halkının yaklaşık 80 yıl boyunca Sayfo sessizliği ve unutuşu travmanın ne kadar ağır olduğunun da ayrı bir kanıtıdır.

1800’lü yılların sonlarında Diyarbakır’dan Amerika’ya göç eden Süryanilerden bir grup, ülkede kalan ve ekonomik zorluklarla boğuşan insanlara yardım etmek ve özellikle Diyarbakır’da bulunan Süryani eğitim kurumlarına maddi ve manevi desteklerde bulunmak için girişimlerde bulunur. 8 Ekim 1889’da Diyarbakırlı 11 şahsiyet New Jersey’de toplanarak, “Asuri Ulusal Eğitim Derneği’ni” kurdu. 1946 - 1968 yılları arasında ise isim değişikliğine giderek “Asuri Yetimhanesi ve Eğitim Derneği” olarak yoluna devam etti. Bununla beraber bugüne kadar dernek ve okul, Süryani toplumu arasında Taw Mim Simkath Okulu (TMS) olarak bilinmektedir.

Adana Yetimhanesi

Esas olarak, Diyarbakır’da bulunan Süryani okullarına destek olmak için kurulan dernek, 1915 sonrasında yetim kalan Süryani çocuklarının sayısı ve aciliyeti, toplumun bu yönde adım atılması talebinin artmasıyla, dernek misyon ve görevlerini genişleterek hem Süryani okullarına hem de Sayfo sonrasında yetim kalan çocuklara yönelik çalışmalara başladı. Burada özellikle Diyarbakır’dan göç eden Gabriel Boyacı önemli bir rol oynadı. Soykırım sonrasında tarihsel yerleşim yerlerinden sürülen, yokluk ve açlık tehlikesi altında yaşamlarını sürdüren Süryaniler başta Suriye, Irak, Lübnan ve batıya göç ederken, bazı aileler de Mersin ve Adana bölgesine yerleşti.

Bu bölgede doğan belki de en önemli şahsiyet Filistinli şair Jabra İbrahim Jabra’dır. Aslen Turabdin'in Midın köyünden olan Jabra ailesi, Adana’dan sonra ise Filistin’e göç etti. Bu uzun parantezden sonra Amerika merkezli dernek, Turabdin’deki Süryaniler ile beraber bir yetimhane kurma girişimlerinde bulunur ve nihayetinde 1919 yılından Fransız Yüksek Komiserliği ile işbirliği içinde Adana’da yetimhane kurulur. İlk başlarda yaklaşık 30 yetim çoçuğa ev sahipliği yapan yetimhane, kıs süre içerisinde yetim kalmış çocukları bularak sayısını artırdı. Çocukların eğitim, sağlık ve diğer gereksinimlerini yerine getirmek için çalışmalar yaptı. Bununla beraber, yetimhanede az sayıda Ermeni, Yahudi ve Maruni çocuklar da bulunuyordu. Farklı ülkelerde bulunan Süryani kurumları ve İstanbul'daki Süryani kadınlar yardımlarda bulundu.

Yetimhanede görev almış ve çocukların eğitimlerinde temel rol oynayan en önemli sima kuşkusuz Mardin Deyrulzafaran Metropoliti Hanna Dolabani’dir. Eğitim müfredatında temel dini bilgilerin yanı sıra fizik, kimya, yabancı diller, tarih ve coğrafya öğrenilirken, Süryani dilinin öğrenilmesi için de ayrıca önemli çaba sarf edildi. Metropolit Hanna Dolabani’nin aktardığına dayanarak, 1920'li yılların sonunda bütün öğrenciler Süryanice dilini mükemmel seviyede kullanmaya başlıyor.

Üç yıllık kısa bir süreden sonra, bölgede meydana gelen siyasi, askeri, toplumsal gerilim ve değişiklikler ile özellikle arta kalan Hıristiyan toplumlara yönelik tehdit ve Fransa’nın yetimhaneye yapılan desteği kesmesiyle, okul ve yetimhanenin daha güvenli bir bölgeye nakli gündeme geldi. Fransa’nın yetimhaneyi Paris’e transfer etme girişimine karşı Süryani toplumu Beyrut şehrini daha uygun görerek cumhuriyetin ilanından sonra kapatılan okul - yetimhane, 1923 yılından itibaren Beyrut’ta faaliyetine devam etti. Bugün Taw Mim Simkath (TMS) Okulu hala Burj Hammoud mahallesinde bulunuyor. Okulda ise 300’den fazla öğrenci yer alıyor.

Sayfo sonrasında dünyanın farklı noktalarına dağılan Süryani yazar ve aydınların önde gelen isimleri, Adana Yetimhanesi'nde Metropolit Hanna Dolabani liderliğinde öğrenim gördü. Aralarında Harputlu Fawlos Gabriel, Midyatlı Ghattas Maqsi Elias, Hanna Salman, sanatçı Gabriel Assad ve "Ölü Deniz Parşömenleri" ile gündeme gelen Süryani Metropolit Yeşu Samuel, Süryani dili, edebiyatı, kültürü ve basın yayın dünyasında önemli bir birikim oluşturdu.

1915 Sayfo Süryani Soykırımı sonrasında kurulan Adana Yetimhanesi, kısa bir süre içerisinde geleceğin aydın, yazar ve kültür insanlarının yetişmesinde ve Süryani halkının kültür birikiminin tüm zorluklara rağmen büyümesine ve gelişmesine öncülük ederken, gelecek nesillere de büyük miras bıraktı.

TOP